7 yiğit yoldaşımızın cenazeleri matem havası içinde değil, faşizme karşı nefreti ve mücadele azmini dile getiren gür sloganlarla kaldırıldı
FAŞİZMİ EZECEĞİZ!
Faşist çeteler bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm yolunda kararlı adımlarla yürüyen saflardan 7 yoldaşımızı düşürmüşlerdi. Amaçları işçi sınıfının ve emekçi sınıfların içinde öncü militanları vurarak yılgınlık yaratmaktı. Safları dağıtmak, yoluna engeller çıkarmak giderek yok etmekti. Darbe işçi sınıfının politik hareketi şahsında tüm anti-faşist güçlere vurulmuştu 7 yiğit yoldaşımızın mücadele arkadaşları düne kadar yanıbaşlannda savaşan arkadaşlarını yitirmenin acısı içindeydiler. Bu acı büyüktü, bu acı dayanılmayacak düzeydeydi. Ama saflarda dağınıklığın ve yılgınlığın en ufak bir görüntüsü yoktu Acı büyüktü ama yılgınlığa değil faşizme karşı mücadele kararlılığını körüklemişti. Arkadaşlarımızın katledilmelerinin hemen ertesi günü yeni yeni arkadaşlar mücadele bayrağını omuzlamak için görev başına koştular. Faşizme karşı, faşist teröre karşı en ufak bir geri çekilme söz konusu değildi.
Faşist katillerce hunharca düzenlenen katliam ilerici, demokrat güç ve örgütler arasında da faşizme karşı nefreti alabildiğine körüklemişti. Faşist saldırıya karşı tepkiler yurt düzeyinde çeşitli biçimlerde dalga dalga büyüyordu. Birçok il ve ilçede ilerici demokrat, sosyalist kişi ve örgütler katliama karşı ilk tepkiyi Başbakanlığa ve İçişleri bakanlığına protesto telgrafları çekerek dile getirdiler. Ardından toplantılar, forumlar boykotlar ve yürüyüşler düzenlendi, faşizm lanetlendi.
Kitle örgütleri yöneticileri, 7 yiğit yoldaşın üyesi oldukları örgütlere, Türkiye İşçi Partisi'ne, Genç Öncü'ye, Tüm-Der'e çektikleri telgraflarla ve bizzat gelerek başsağlığı dileklerini ilettiler, düzenlenecek cenaze törenine etkin bir şekilde katılacaklarını bildirdiler. Bu anti-faşist dayanışmaya ve birliğe duyulan sarsılmaz isteğin yüce bir ifadesiydi.
Ama aynı gelişimi hükümet çevrelerinde görmek mümkün değildi. Her faşist saldırıdan sonra hükümet yetkililerinin demeçler vererek saldırganların yakalanması için gerekenlerin yapıldığını söylemeleri artık kanıksanmıştı, Faşist saldırganların yakalanması İçin ciddi bir çaba içine girmek ve faşist örgütleri dağıtmak bir yana, tersine hükümetin tavrı bu saldırılara karşı antifaşist tepkiyi önlemek veya asgariye indirmek için elinden geleni yapmak yönünde gelişmekteydi.
Hükümetin bu tutumu, 6 yoldaşımızın katledilmesinden sonra da ortaya çıktı. Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Behice Boran cenazelerin kaldırılmasının engellenmemesi için Başbakanla görüşme yapmıştı. Olayın yarattığı büyük tepki cenazenin kaldırılmasının polis zoruyla engellenmesi olanağını ortadan kaldırmıştı. Bu yüzden direk olarak polis zoruyla engelleme ve cenazeleri tören yaptırmadan gömme yoluna gidilemedi. Ama düzenlenecek kitlesel töreni engellemenin başka yolları vardı. Eğer cenaze sahipleri 'ikna edilir de" hemen gömülme işlemi yerine getirilirse tören engellenebilirdi. Bunun için tüm yollar denendi. Tüm "saygın" kimlikler işin içine sokuldu. Yerine göre CHP milletvekilleri devreye girdi yerine göre tehditler savruldu, yerine göre de ordu mensupları "ikna" işinde görev üstlendiler. Sonunda 6 yoldaşımızdan 5'inin cenazeleri Ankara’daki törenden önce ya gömüldüler ya da memleketlerine gönderildiler. Ancak Salih Gevenci yoldaşımızın babasını tüm uğraşılarına rağmen ikna edemediler.
Salih Gevenci kardeşimizin cenazesi Çarşamba günü Maltepe camiine getirildi. Maltepe camiinin önü sabahtan itibaren Türkiye’nin dört bir yanından akan ve Ankara’dan kitlesel bir şekilde katılan onbinlerle dolmaya başladı. Faşizme karşı nefret ve mücadele kararlılığı öylesine büyüktü ki, mesai saatleri olmasına karşın binlerce işçi ve memur cenazeye katılmak için örgütleri saflarında yer almışlar ve fiili olarak işlerini bırakmışlardı.
Tören anti-faşist sloganların büyük bir uyum içinde atılmasıyla başladı.
Maltepe'den Tandoğan’a yürüyüş tam bir disiplin içinde geçti. Belirli grupların artık alışkanlık haline gelmiş ve anti-faşist eylem birliğine ters düşen hareketleri bile, faşizme karşı sonsuz nefretin yarattığı hava ve bağlı olarak eylemin görkemli yapısı için de erimişti. Onbinler uzun süren yürüyüşten sonra Tandoğan alanını doldurdular. Cenazeye katılanların alana girmesinden sonra TİP Genel Başkanı Behice Boran kürsüye gelerek katledilen yoldaşlarımız ve tüm bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesi şehitleri için saygı duruşu çağrısı yaptı.
Saygı duruşunu Behice Boran’ın yoldaşlarımız için yaptığı konuşma izledi. Tören bu konuşmadan sonra gür bir şekilde haykırılan FAŞİZMİ EZECEĞİZ sloganlarıyla sona erdi. Salih Gevenci kardeşimizin cenazeci mücadele arkadaşlarının bir bölümünün katılımıyla Çorum'a gönderildi.
Genç Öncü, Aylık Siyasi Gençlik Dergisi, Sayı 6, Kasım 1978, s. 8-9