Tarayıcınızda JavaScript özelliği kapalıdır!

Bahçelievler Katliamı 44. Yıldönümünde (2022) Katledilen 7 Militan, Mezar Başlarında ve Çeşitli Etkinliklerle Anıldı

1978’de Bahçelievler’de aynı evde katledilen 7 Türkiye İşçi Partili genç 44. Yılında Antalya, Ankara, Bursa-Yenişehir, Kırklareli’nde anıldı. İzmir ve Çorum’daki anmaları bugün ve yarın yapılacak.

Antalya:

Anma toplantısı Bilgece Kültürevi’nde yapıldı. Anmada Hürcan Gürses’in kardeşleri Sevgi Gürses Doğan ve Selvi Hürcan Aygüneş konuştular. Hürcan’la ilgili anılarını anlattılar. Hürcan’ın arkadaşlarından Dilaver Üstün, Adem Atar, Feridun Güllü konuştular.

Ankara:

Serdar Alten ve Hürcan Gürses’in mezar başlarında yapılan anmada arkadaşlarından Mehmet Öz, Avukat Erşen Sansal’ın geçen yıl yazdığı mesajı okudu. Davayı ilk günden başlayarak 43 yıl boyunca her adımda Avukat Nezahat Göndoğmuş ile birlikte takip eden Avukat Erşen Sansal Nisan 2022’de yaşamını yitirdi. Bütün anmalarda katılanlar Sansal’ın emeklerine teşekkür ettiler ve saygılarını sundular.

Arkadaşlarından Hülya Üstün; “genç öldüler, yaşayacakları çok şey vardı, hiçbirini yaşayamadılar. Sosyal medyayı kullanamadılar, cep telefonu kullanamadılar. Benim için yaşayamadıkları büyük üzüntüdür” dedi.

Bursa-Yenişehir:

Mezar başında Türkiye İşçi Partisi (1961-1988) Bursa İl Başkanı Mehmet Demirci, Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve arkadaşlarından Necdet Filizoğlu, Cemal Turan, Ümit Hürcan konuştular.

Mehmet Demirci, kaybettiğimiz arkadaşlarımızı 44 yıldır hiç unutmadıklarını ve her zaman anılacaklarını söyledi. Faşizme ve otoriterliğinin her biçimine karşı mücadelenin ülkemize ve yitirdiğimiz arkadaşlarımıza karşı boynumuzun borcumuzdur, dedi.

CHP milletvekilleri de ülkemizin içinde yaşadığı olumsuz koşullara değinerek demokrasiyi yeniden kazanmak ve güçlendirmek en önde görevimizdir, dediler.

Kırklareli:

Her yıl olduğu gibi bu yılda Bahçelievler’de katledilenlerin İstanbul’dan gelen arkadaşları ve Kırklareli’li demokratlar mezar başı anmalarını gerçekleştirdiler.

Önce Faruk Ersan’ın mezarbaşı anması yapıldı. Öğretmen hareketinin emektarlarından Yahya Balcı saygı duruşuna davet etti. TİP Üyesi ve Genç Öncü Genel Başkanı Abdurrahman Atalay “Sevgili yoldaşım, kardeşim Faruk; aramızdan ayrılışının 44. Yılında yine senin ziyaretine geldik. Ankara’da, Bursa’da, Çorum’da da senin sevgili arkadaşlarının, ölüme birlikte yürüdüğün yoldaşlarının başucundayız. Sizleri hiç unutmadık, hep aklımızda ve yüreğimizdesiniz” diye başlayan bir konuşma yaptı.

Daha sonra 1978’de Galatasaray Mühendislikte katledilen Fevzi Azırcı’nın mezarı başında babası Mustafa Atalay, Gezi Davası tutuklusu Şerafettin Can Atalay’ın mesajını okudu. Mesajında Can Atalay Faruk Ersan’a, Fevzi Azırcı’ya, Nasuh Mitap’a ve Nedim Bakkal’a sevgilerini yollayarak “emektarlarımızın emaneti bizdedir. Bu emanet Türkiye’nin geleceğinde hak ettiği yerde olacaktır. Karanlık gidecek, Gezi kalacak, bizler kazanacağız. Hep birlikte mücadele edecek hep birlikte kazanacağız” diyordu.

Daha sonra devrimci hareketin unutulmaz önderlerinden Nasuh Mitap ve öğretmen hareketinin emektarlarından Nedim Bakkal’ın mezarları ziyaret edildi.

İzmir:

İzmir’deki anma Cumartesi 18.00’de Gezi Adalet Nöbeti’nde yapılacak. Anmaya çağrı yapan arkadaşları çağrı metni şöyle:

“Bahçelievler Katliamı ile Gezi Davası kararlarının benzerlikler taşıdıklarını, her iki olayın da gerekçeleri, tetikçileri ve azmettirenlerinin benzer olduğunu görüyoruz. 44 yıl önce yoldaşlarımızı katledenler faşist bir infaz timi idi, bugün de hukuku katlederek dostlarımızın özgürlüklerini ellerinden alan aynı kaynaktan beslenen bir yargı infaz timi olmuştur.

Bizler, 44 yıl sonra, yoldaşlarımızı ve Gezi davasında özgürlüklerinden yoksun bırakılan dostlarımızı saygı ve özlemle anarken sözümüzü yineliyoruz.

Unutmayacağız, Unutturmayacağız.

Kırklareli'nde Faruk Ersan'ın mezarbaşında yoldaşları adına yapılan konuşma

Sevgili Faruk,

Sevgili yoldaşım, can arkadaşım, okul arkadaşım,

Her daim güler yüzlü sevecen dostum,

Merhaba.

Aramızdan ayrılışının 44. Yılında yine senin ziyaretine geldik. Ankara’da, Bursa’da, Çorum’da da senin sevgili arkadaşlarının, ölüme birlikte yürüdüğün yoldaşlarının başucundayız. Sizleri hiç unutmadık, hep aklımızda ve yüreğimizdesiniz.

Sevgili Faruk,

Sen dayanıklı bir yoldaşımızsın ama yine de sana üzücü haberlerimiz var. Sizin avukatınız, davanızı 43 yıl bir tek noktasını bile atlamadan yüreğinde taşıyan fedakâr yoldaşımız Avukat Erşen Sansal ağabeyimizi kaybettik. Bu kaybın anlamını en iyisiz bilirsiniz. Avukat Erşen ağabeyimiz yoldaşımız Avukat Nezahat Gündoğmuş ile birlikte davanızın ilk gününden başlayarak karda kışta bir tek celsesini atlamadılar. Her ipucunun peşini sürdüler, her üstünü örtme çabasını bozdular. Davanız hukuksal olarak Türkiye’nin en iyi takip edilen davası oldu. Burada senin huzurunda Avukat Erşen Sansal ağabeyimize ve Avukat Nezahat Göndoğmuş’a sizler adına teşekkür ediyoruz. Onlar sizin davanızla özdeşleştiler, sizlerle birlikte kalbimize, aklımıza kazındılar.

Daha geçen sene Erşen abimizin mesajını senin mezar başında okuduk. Erşen abimiz Bahçelievler Katliamını ve Davanızı detaylıca anlatıyordu.

“Hayatlarında yüzlerini bile görmedikleri arkadaşlarımızı, sokakta takip ederek, adreslerini, evlerini araştırıp saptayarak; nihayet bir gece yanlarına aldıkları eteri, silahı, arabalarıyla, çeşitli cinayet araç ve malzemeleriyle düzenledikleri menfur saldırıda bu masum insanları, saatler süren insanlık dışı işkenceler ile katletmelerinin nedeni, bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin saflarında yerlerini almış olmalarıydı.

Faşist ideolojinin talimatları doğrultusunda hazırlanan cinayet planı, faşist hareketin önemli elemanları, Bahçelievler’deki faşist yerleşim noktalarının kişileri, katliamın işlendiği eve yakın yerlerde barınanlar, gözünü kırpmadan cinayet işleyebilecek katiller, sözü sayılan faşist liderler, öldürme araçlarını sağlayanlar, gözcüler ve cinayet uzmanı militanlar bir araya gelerek Bahçelievler Katliamını gerçekleştirdiler.

Aradan yıllar geçti. Ne Bahçelievler’de işlenen uğursuz katliam unutuldu, ne de bu katliamda yitirdiğimiz arkadaşlarımız. Bu süre zarfında çok şeyler yaşandı, gözlemlendi. Bu katliamdan söz ederken, ”kurşunu yiyen kadar, Devlet için o kurşunu sıkan eller de şerefli” olduğundan söz eden eski başbakanlar görüldü. Bir takım yüksek makamlarda, araştırma komisyonları kuruldu. Bu komisyonlar raporlar hazırladılar. Ancak bu raporların tamamı bir türlü kamuoyuna açıklanmadı. Bugün de hala gizlidir. Hatta bu raporlar, davaya bakan Mahkemeden bile gizli tutuldu.”

Sevgili Faruk, sevgili yoldaşım,

Ben üzücü haber diyorum ama inanıyorum sen mücadelenin sürdüğünün işareti sayarak gururlanacaksın. Farklı görüşten milyonlarca insanın daha özgür bir Türkiye için tüm ülkede meydanlara çıktığı, omuz omuza durduğu Gezi Direnişi’ni mahkûm etmek için yedi arkadaşımızı mahkûm ettiler. Ağırlaştırılmış müebbet hapislere ve onlarca yıl cezalara hükmettiler. Dava sürecini sana anlatmayacağım. Bildiğin hikayeler, bildiğin işleyişler.

Arkadaşlarımızı mahkûm ettiler, çünkü:

• Talanlarına ve yağmalarına devam edebilmek için hukukun ve denetimin olmasını istemiyorlar.

• Demokrasiyi seçimle sandıkla eşitlemek istiyorlar. Beş yılda bir oyunu ver ve sus, konuşma, karışma diyorlar.

• En önemlisi karşı çıkış, itiraz, direniş istemiyorlar.

Denetim olmasın, direniş olmasın özetce demokrasi olmasın istiyorlar. Peki tutar mı bu hesaplar Faruk yoldaşım? Elbette tutmayacak, çünkü senin gibi bugün de direnenler var. Geziciler var, Silivri Cezaevinde onlar adına dimdik durarak ağır yükü taşıyanlar var.

İşte bunlar için yedi arkadaşımızı mahkûm ettiler. Cezaevindekilerden özellikle Şerafettin Can Atalay sana mahsus selam ve sevgilerini yolladı. Birazdan Fevzi’nin mezar başında okuyacağımız mesajında baskılara boyun eğmeyeceğimizi, özgür bir ülke Demokratik bir Cumhuriyet için mücadele edeceğimizi yineliyor. Devrimcileri anmak; onları anlamak ama mutlaka onların mücadelesini bugünden yarına da taşımaktır, diyor. Sizlerin emaneti bize teslimdir diyor. Bu emanet Türkiye’nin geleceğinde hak ettiği yerde olacaktır, diyor.

Senin önünde “Gezi’ye Özgürlük, Gezi’yi Savunuyoruz” diyoruz.

Can da bizler de sana sevgilerimizi yolluyoruz.

Yeniden daha demokratik daha özgür günlerde görüşmek üzere sevgili yoldaşım. 2023 yılı laik, demokratik bir Türkiye için önemli bir yıl olacak. Senin karşına başımız dik çıkabilmek için elimizden geleni yapacağız.

Hoşça kal sevgili yoldaşım.

Abdurrahman Atalay

7’lerin Arkadaşı