Tarayıcınızda JavaScript özelliği kapalıdır!
 

Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez

GENÇ ÖNCÜ

Altı arkadaşımızın öldürülmesi, bir arkadaşımızın ağır yaralanması planlı, örgütlü faşist terörün bir sonucudur. Bu sonuca hem ülkemiz bütününde yürütülen terörün geride bıraktığı kan izlerini takip ederek, hem de sadece bu olaya ilişkin elde edilen çok açık ve net ipuçlarına bakarak ulaşmak mümkündür. Her geçen gün, her olay bizi tekrar tekrar cinayet şebekesi MHP'ye ve gizli- açık terör örgütlerine götürmektedir.

Cinayet yuvaları olan MHP ve kolları dağıtılmalıdır. Bu ertelenemez, hiçbir siyasi hesap ve planla geciktirilemez bir görevdir. Altı arkadaşımızın ve öldürülen diğer devrimci arkadaşlarımızın katilleri bulunmalı, cezalandırılmalıdır. Bu katillerin kişi olarak cezalandırılması yeterli midir? Asla. Daha da önemlisi hiçbir saptırmaya meydan vermeden faşist örgütlerin kapatılması ve bütün sorumluların cezalandırılmasıdır.

Bu hükümetin önünde duran en büyük, ama bugüne kadar en başarısız olduğu alandır.

Talebimizi gerçekleştirmek; tutarsızlıkları, uzlaşma eğilimlerini engelleyebilmek tüm anti-faşist güçlerin birleşik örgütlü mücadelesi ile mümkündür. Faşizmi engelleyecek biricik güç işçi sınıfı hareketinin örgütlü gücü ve onun çevresinde oluşacak ittifaklardır. Provokasyona düşmeden, faşistlerin istediği işleri yapmadan, güçlü, etkin, büyük kitle eylemleri ve aktif direnişler yapılabilir. Yapılmalıdır. Arkadaşlarımız için yapılan anti-faşist gösteri bunun mümkün olduğunu en açık şekilde ortaya koymuştur.

En küçük gücü dışarda bırakmadan örgütlenelim, birleşelim, direnelim…

8 Ekimi unutmayacağız.

GENÇ ÖNCÜ Genel Başkanı Abdurrahman Atalay


TÜM-DER

Altı yiğit devrimciyi yitirdik. Bir avuç faşist köpeğin dışında kalan tüm demokratların, ilericilerin, devrimcilerin acısı ve aynı zamanda tepkisi büyük oldu. Milyonlarca yurtsever canileri ve esas olarak da onların ardındaki CIA’ya kadar uzanan faşist odakları, kontrgerillasından faşist hareket partisine kadar bir kez daha lanetledi.

Bu tepkiler önemli ancak yeterli değil. Unutmamak gerekir bugüne dek yitirdiklerimiz, ayrımsız tüm devrimcilerin şehitleridir. Saldırılar soldaki hareketlere yöneliktir. Ortak düşmana karşı ortak mücadele ise kaçınılmaz bir görevdir. Böylesine bir mücadele anlayışının kitlelerde ağırlık kazanmaya başladığı günler yaşıyoruz. Faşizme karşı güçlerin birleştirilmesi, faşist odakların dağıtılmasına yönelik mücadelede önemli bir başlangıç olacaktır.

Acz içindeki iktidarın, seçim hesapları faşist odakları dağıtmamaktaki ısrarına karşı emekçi kitlelerin örgütlü yığınsal demokratik mücadelesi mutlaka başarı kazanacaktır. Mücadele biçimlerinden her hangi birini mutlaklaştırmadan, meşru müdafaanın burjuva hukukunda dahi yer aldığını unutmadan, bireysel terörizmle faşizme karşı örgütlü mücadele arasındaki ayrımları netleştiren bir mücadelenin gereği ortadadır. Faşistler bilmelidirler ki, devrimciler İsa tavrını benimsemezler, benimseyemezler.

TÜM-DER Genel Başkanı Erhan Tezgör


İŞÇİ KÜLTÜR DERNEĞİ

Faşizmin asıl hedefi işçi sınıfı ve tüm emekçilerdir. Faşizm, bu yüzünü sonuna kadar saklamak ister. Ülkemizde tırmandırılan faşist baskı ve saldırının sağ-sol çatışması ya da öğrenci olayları olarak yansıtılmak istenmesinin altında faşizmin gerçek yüzünün saklanması yatmaktadır. Açık boy faşizme gidişte ise ister istemez bu yüz açığa çıkar.

Geçtiğimiz gün 6 Türkiye İşçi Partili arkadaşımızın katledilmesi olayı, faşizmin işçi sınıfını ve işçi sınıfımızın politik örgütünün hedef alındığını bir kez daha kanıtlamaktadır.

Katledilen arkadaşlarımız faşizme karşı mücadelenin her alanında var olan insanlardı. İşçi sınıfı partisinde ve kitle örgütlerinde yani hayatın her alanında verilmekte olan anti-faşist, anti-emperyalist mücadelenin içindeydiler. Katledilen arkadaşlarımızdan 3’ü İşçi Kültür Derneği üyesi olarak kültür ve sanat alanında verilmekte olan mücadelenin de içindeydiler.

Faşist mihrakların bilinmesi, buna karşı hükümet edenlerin etkin önlemler almamaları, anti-faşist mücadeleyi güçleştirmektedir. Bunun yanında sorumluluğumuzu arttırmaktadır. Bu bilinçle mücadelemizi sürdüreceğiz.

İŞÇİ KÜLTÜR DERNEĞİ Genel Başkanı İlhan Akalın


TÜTED

Yaşamlarını işçi sınıfının ve onunla birlikte tüm emekçilerin nihai kurtuluşu demek olan sosyalizm uğrundaki örgütlü mücadeleye adayan, TİP üyesi altı genç dostu yitirmenin acısı büyük. Ama faşist cinayet şebekelerinin ardındaki güçler şunu açıkça bilmelidirler ki; yaratacakları terör faşizme karşı mücadele azmimizi yükseltmekten, faşizme karşı örgütlü birleşik mücadeleye olan inancımızı pekiştirmekten, faşizmin asıl kaynağı olan emperyalist-kapitalist sisteme karşı duyduğumuz sınıfsal kini bilemekten başka bir işe yaramayacaktır. TİP'in düzenlediği törende somutlaşan antifaşist dayanışma bunun kanıtıdır. Ve hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır ki; dökülen kanların hesabı bir, bir sorulacaktır. Bu hesabı Türkiye işçi sınıfı ve onun yükselen siyasi hareketi soracaktır.

TÜTED Genel Başkanı Aykut Göker


Türkiye Sosyalist İşçi Partisi - TSİP

Ankara'da Türkiye İşçi Partili arkadaşlarımızın toplu halde katledilmesi, ülkemizdeki faşist saldırganlığın ve toplu cinayetlerin hangi boyutlara ulaştığını bir kez daha gösteriyor.

Partimiz, sosyalist ve demokratik güçlere saldırmakla görevli profesyonel katil şebekelerinin bu son hunhar ve insanlık dışı cürümlerini nefretle lanetliyor. Bu katliamın acısını ve öfkesini yüreğinde duyuyor. Faşist cinayet çetelerinin bu denli azgınlaşması, halk güçlerimizi hedef alan karşı-devrimci komplonun planları çerçevesindedir. Durum böyleyken sosyal demokrasinin faşizm önünde teslimiyetçi ve mütereddit bir yol gütmesi, sağa ödün verme politikasını sürdürmesi faşizmin daha fazla cüretlenmesine, bozkurtun daha fazla kudurmasına olanak veriyor. Sosyal demokrasi bu tutumundan vazgeçip faşist güçler önünde kararlı bir tavır takınmazsa, bu cinayetlere göz yummakla demokrasi suçlarına ortak olmuş duruma düşecektir.

Faşist milliyetçi hareket bir yandan idarenin orduya devredilmesini isterken, öte yandan faşist bir diktatörlüğün kurulmasına yarar düşüncesiyle cinayetlerini şiddetlendirip yaygınlaştırmaktadır. Bu gidişin önüne geçmek için yetkili makamların birinci yasal görevi MHP ve yan kuruluşlarını kapatmak, tüm gizli- açık faşist odaklarına üzerine yürümektir.

Faşizmin asıl panzehiri ise hiç kuşkusuz, Türkiye sosyalist ve işçi sınıfı hareketi başta olmak üzere bütün anti-faşist güçlerin somut hedeflere yönelik güç ve eylem birliğini gerçekleştirmek, en geniş yığınları faşizme karşı örgütlü ve etkin mücadeleye sevk etmektir. Yığınsal mücadele "devrimcilik" adına serüvencilik güden ve gericiliğin değirmenine su taşıyan bireysel terör çevrelerini de soyutlayıp etkisizleştirecektir.

Tüm partili arkadaşlarım TİP'li kardeşlerimizin değerli anıları önünde sağıyla eğiliyorlar...

TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ Genel Sekreteri Yalçın Yusufoğlu


Türkiye Emekçi Partisi - TEP

Türkiye İşçi Partisi’nin kadrolarını oluşturan altı genç sosyalist hunharca öldürüldü. Bu siyasal amaçlı katliam bir faşist darbe ortamı yaratma tertipleri içinde olan emperyalizmin güdümündeki faşist cephenin vurucu gücünün bağımsızlık ve demokrasi davasını güden tüm yurtseverlere meydan okumasıdır. Altı kurban tüm emekçi halkımızın şehitleridir.

Onların anısı, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm uğruna mücadele azmimizi bileyecektir. Bu ülkenin tüm devrimci güçlerinin omuz omuza duracağı ve emperyalizme ve faşizme karşı en etkin mücadeleyi vereceği o günü yaklaştıracaktır. O mutlu güne ulaşmamız bir tarihsel bir zorunluktur.

Ankara katliamının Türkiye’de faaliyeti durdurulan Amerikan üslerinin yeniden çalıştırıldığı gün yapılması aynı gün bir TEP’li yoldaşımızın Bursa'da öldürülmesi ve öteki faşist saldırılar rastlantı değildir. TİP'in NATO konusunda, Amerikan üsleri konusunda tutumu açık bir anti-emperyalist tutumdur. Neredeyse gözle görülür şantajla Amerikan üslerinin yeniden açılmasını sağlayan emperyalizm ve işbirlikçileri, bu yoldan devrimci güçleri can derdine düşürmek, onları sindirmek istiyorlar. "Sosyalist ülkelere karşı ve özellikle Ortadoğu halklarına karşı bu casusluk ve saldırı üslerine karşı çıkanın vay haline" demek istemektedir, ABD emperyalistleri ve yerli maşaları.

Sorunun bir yönü bu. Öteki yönü de, menfur olayın bir faşist darbe ortamını hazırlamak için en pervasızca girişimlerde bulunan ve bu amaçla "anarşi" denen şeyi tırmandıran kontr-gerilla, MHP, ülkücü dernekler gibi faşist cephenin silahlı terörist kuvvetlerinin ABD emperyalizmi ile bir dayanışma gösterisi niteliği taşımasıdır.

Ankara katliamı faşist cephenin gücünü değil, güçsüzlüğünü kanıtlar, MHP, bu partinin yandaşları, genellikle faşizmin arkasında duran güçler, 12 Mart 1971'den buyana kendileri için en elverişli koşullarda fiilen iktidara ortak olmuşlar, devlet aygıtına sığınmışlardır. Elde ettikleri sonuç, emekçi halkın büyük çoğunluğunun faşizme karşı nefret ve kininin bilenmesi ve faşist cephenin burjuva devleti kurallarına uyar görünme olanağını yitirmesi ve en alçakça siyasal cinayetlerden medet umma durumuna düşmesidir.

Buna paralel olarak bağımsızlık ve demokrasi güçleri, tüm eksikliklerine karşın, her zamankinden daha güçlüdürler, bizim için sorun, bu muazzam potansiyel devrimci gücü en etkin biçimde harekete geçirmeyi bilmek, bu amaçla bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm saflarını sıklaştırmaktır.

TÜRKİYE EMEKÇİ PARTİSİ Genel Başkanı Mihri Belli


VATAN PARTİSİ

6 TİP üyesinin katledilmesi ile ilgili olarak Vatan Partisi Genel Başkanı Mehmet Özler'in yaptığı açıklama:

En son 6 TİP'linin faşist milislerce katledilmesi finans-kapitalin sosyalistleri ve demokratları tasfiye planında yeni bir aşamadır. Bir yandan halk toplu katliamlarla sindirilirken öbür yandan halkın öncüleri sosyalistler yok edilmektedir. Ve artık olaylar faşist milislerin açık savaş ilanına kadar varmış "9 ülkücü kuruluş, komünistlerin tepesini şehitlerimizin etrafında kenetlenerek ezeceğiz" diyerek katliam planlarını açıklamışlardır.

Flnans-kapitalin en hayasızca vurgununa artık Ecevit hükumeti de yetmemektedir. Ecevit hükûmetinin görevi biterken, MHP'nin sıkıyönetim istemesinden bu yana katliamlar hızla artmış, halkı tam bir paniğe uğratma yolu sistemlice uygulanmaktadır.

Bu şartlarda sosyalistlerin, devrimcilerin bir cephede birleşmesi için zaman gittikçe kısalmaktadır. Faşist milisler açık savaş ilanı ile tam bir saldırıya geçmişken, devrimci güçler hâlâ dağınıktır.

Vatan Partisi olarak 6 TİP'linin katledilmesini nefretle protesto ederken, bu olayın sosyalistlerin dayanışması için en son uyarı olmasını dilerim…

VATAN Partisi Genel Başkanı Mehmet Özler


KÖY-KOOP

Yurdumuzda bir süreden beri devam eden insanlık dışı cinayetlere Bahçelievler katliamıyla bir yenisi eklenmiştir. Demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmayı, yerine faşist bir baskı rejimi kurmayı amaçlayan güçler tarafından tertiplenen bu cinayetler, bir zincirin halkaları niteliğindedir. Emekçi halkın ekonomik, demokratik hak ve isteklerini baltalamayı amaçlayan faşist rejim özlemcileri amaçlarına ulaşabilmek için eli kanlı kiralık çetelerini tüm demokrasi yanlısı kişi ve kuruluşlara saldırmaktadırlar. Ancak, emekçi halkımızın örgütlü demokratik mücadelesi faşist rejim hayallerini boşa çıkartacaktır. Emekçi ve küçük üretici köylülerin ekonomik demokratik örgütü olan KÖY-KOOP her türlü terörist eylemleri ve özünde halkımıza yönelik olan insanlık dışı cinayetleri nefretle kınar.

KÖY-KOOP Genel Başkan Yardımcısı M.Hadi İlbaş


Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği - TMMOB

Altı TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ üyesinin faşist canilerce hunharca öldürülmesi, kitlelere faşistlerin ve faşizmin insanlık dışı olduğunu bir kere daha gösterdi.

Faşistler, başta işçi sınıfı olmak üzere, emekçilerin yükselen anti-faşist ve anti-emperyalist mücadelesini kan ve terörle susturmak ve kitleleri sindirmek istiyorlar. Biliyorlar ki kitlelerin umutsuzluğa düşmesi, sinmesi, yılgınlık duyması yaşayabilecekleri tek ortamdır.

Bu nedenle tüm anti-faşist ve anti- emperyalist güçlerin, güçlü ve örgütlü eylemlerle, tek bir yumruk gibi faşizme karşı çıkmaları faşizmin mezarını kazacaktır.

Yaşasın anti-faşist, anti-emperyalist güçlerin eylem birliği.

TMMOB 2. Başkanı İsmet Rıza Çebi


Barış Derneği

TİP üyesi altı gencin hunharca katledilmesi, emperyalizmin desteklediği faşist güçlerin halkımızın yükselen barış, demokrasi ve bağımsızlık mücadelesini hedef alan kanlı saldırılarının yeni bir örneğidir.

Barıştan ve demokrasiden yana tüm ilerici, yurtsever güçlerin dayanışma ve eylem birliği ile gerçekleşecek halkımızın örgütlü, yığınsal ve aktif direnişi faşizme geçit vermeyecek, o ülkemizde giderek azgınlaşan faşist tırmanışı durup, geriletecektir.

İşbaşında bulunan hükümet can güvenliliğini sağlamak için polisiye önlemlerle yetinmeyip tüm faşist odakların üzerine kararlı olarak yürümeli ve bu kanlı cinayet ocaklarını söndürmelidir.

BARIŞ DERNEĞİ Merkez Yürütme Kurulu


Türkiye Yazarlar Sendikası

Faşist terörün tırmandırıldığı bugünlerde toplu öldürmelere girişen faşistler, boy hedeflerini açıkça belirlemişlerdir. Bu bireysel terörün, anarşik sağ-sol çatışmasının ötesinde bir olaydır.

Faşistler toplumcu, emekçi kitlelerine, onun partisine yönelttikleri toplu öldürmeleriyle sınıf tavırlarını ortaya koymuşlardır.

Perde arkasında bekleyen, ülkemizi kıskaç içine alan iç, dış sömürgenlerle egemen sınıflar, faşist terörle toplumcu ve emekçilerin yıldırılamayacağını bilmelidir. Gerçeği görüp bilen halkımıza da korku ve yılgı salamayacaklardır.

Demokrasi ve insanlık düşmanı faşistler, ülkeyi sürüklemek istedikleri iç savaşla yıldırma ve korku salmayla iktidarı ele geçirme düşlerinden boşuna medet ummaktadır.

Bir sınıf mücadelesi verdiğimizin bilincinde olan bütün ilerici, demokrat, toplumcu ve emekçi kitleler, tüm anayasal kuruluşlar, MHP ve kuruluşlarından odaklandığı açıkça ortaya çıkan faşizmin adalet önünde ve halkın gözünde mahkûm edilmesi için birlikte hareket etmeli bu konuda hükümeti göreve çağırmalıdırlar.

TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI Genel Sekreteri Adnan Özyalçıner


Türkiye Sağlık Çalışanları Sendikası - TÜS-DER

CHP ağırlıklı hükümetin ülkemizde faşizmi kurumlaştırmak isteyenlere karşı kesin tavır almaması sonucu emperyalizmin gizli-açık tüm güçleri hükümetin bu zaafından yararlanarak harekete geçmişler ve giderek saldırılarını artırmışlardır.

Tekellerin, patronların, toprak beylerinin sömürülerini sürdürebilmeleri için açık baskı rejimine yani faşizme olan özlemlerini artık gizlemek istemiyorlar. Bu nedenlerle demokratlara, ilericilere demokrasiden yana tüm güçlere karşı, toplu katliamlara varan faşist terör kampanyasına başlamışlardır. Bu kampanyada faşist MHP, ÜGD ve diğer gizli açık faşist örgütler başı çekmektedir.

8 Ekim 1978 tarihinde TİP üyesi 7 kişiye işkence ederek, sonradan öldürenlerin hunharca saldırısı sadece TİP’e değil, tüm ulusal demokratik güçlere yönelmiştir.

Biz Türkiye Sağlık emekçileri olarak bu hunharca saldırıyı lanetler, hükümetin umursatmaz tavrını protesto ederiz. Bu olay da göstermiştir ki bugün acil olan görev tüm ulusal demokratik güçlerin güç ve cephe birliği gündemimizdedir.

TÜS-DER Genel Başkanı Hasan Fehmi Mavi


Tüm Öğretim Elemanları Derneği - TÜMÖD

Yıllardır süren şartlandırma; komando kampları, eğitimleri, atış talimleri ülkemizdeki faşist terörü bundan böyle hedef seçen toplu cinayetler ve katliamlar aşamasına getirdi. Ülke giderek bir iç savaş ortamına sürüklenmek isteniyor. Bu açıdan, faşizme karşı örgütlü kitlesel mücadeleyi savunan ve sol adına girişilen bireysel terörü de reddeden TİP'in son saldırılara hedef seçilmesi rastlantı değil. Ancak, TİP bu tahriklere kapılmadığını ve görüşünü değiştirmeyeceğini gerek son katliam üzerine aldığı tavır gerekse yetkililerinin sözleriyle açıkça belli etti. Türkiye işçi Partisinin bu sorumlu ve ciddi tutumu demokratik güçler için bir güvence olmuştur. Tüm demokratik güçlerin TİP üyesi gençlerin cenaze törenini büyük bir anti-faşist kitlesel gösteriye dönüştürmelerinde bu anlayışın etkini aramak gerekir. Farklı siyasi görüşlere sahip TÜMÖD üyelerinin şimdiye kadar yapılan gösterilerdeki en geniş katılımı gerçekleştirmeleri anti-faşist güçlerin birliğinin ciddi kitlesel hareketlerden geçtiğinin bir göstergesi olmuştur.

TÜMÖD Genel Sekreteri Gürel Tüzün


Tüm Üniversite Asistanları Derneği - TÜMAS

6 devrimci gencimiz daha hunharca katledildi. Faşist katiller hiç ayırd etmeksizin emekçi halkımızın yanında devrim mücadelesine baş koyan gerçek yurtseverleri öldürüyorlar ve kitleleri yalanlarıyla alabildiğine yanıltıyorlar.

Bugün için saldırılar, cinayetler karşısında güçlü kalınmasının faşist katillerin cezalandırılamamasının, faşist demagojinin yeterince teşhir edilememesinin nedeni, Türkiye devrimci güçlerinin dağınıklığıdır. Kendi içinde onlarca parçaya bölünmüş olan sol hareketimiz egemen güçler karşılında halkın gerçek muhalefetini oluşturamıyor, halkı anti- faşist cephede sağlıklı bir mücadele içine sokamıyor.

Bunun bilincinde olarak tüm sosyalistler somut bir eylem birliği programı etrafında bir araya gelmeli ve sağlıklı bir ideolojik tartışma ortamı yaratarak tek ve güçlü proletarya partisini oluşturmalıdırlar. Ancak bu sağlandığı takdirde genç devrimci arkadaşlarımızın kanları yerde kalmayacak.

Emekçi halkımız sosyalistlerden bunu bekliyor.

TÜMAS Genel Sekreteri Ahmet Balamir


Çağdaş Hukukçular Derneği

Türkiye 'de faşist terör ve insanlık dışı cinayetler Bahçelievler’deki evlerine yatmaya giden Türkiye İşçi Partili altı gencin öldürülmesiyle yeni boyutlara erişti. İşçi sınıfının ile tüm yoksul halkın bilinçlenme düzeyinin yükselmesi emperyalist odakların buyruğundaki yerli işbirlikçilerini Türkiye'de açık faşizmi gündemde tutmaya zorluyor. Ambargoyla Ordu silahsızlandırırken gizli kaynaklar ülküye yüz milyonlarca dolarlık silah sokmanın, faşist militanları silahlandırıp çarpık bir iç savaşa doğru memleketi sürüklemenin, Şili Endonezya... örneği bir büyük kıyımın hazırlık provalarını yapmanın gayretini sürdürüyorlar. Altı genç ve namuslu yurtseverin kahbece öldürülmesi bu hazırlıkların rezil bir bölümünü oluşturdu. Umarız ki BARIŞ GÜVERCİNLERİ’yle Faşizmi yola getirme düşlerinden uyanılsın da cinayetlerin ve terörün kökenine doğru, KONTR-GERİLLA'dan CIA denetimindeki ajanlardan ve kolluk güçlerine sızmış ruh hastalarından başlayarak ciddi ve radikal bir temizliğin yukarıdan aşağıya doğru hızla sürdürülmesinde silah depolarını ortaya çıkarıp Faşizme kanat geren sahte vatanperverlerin maskelerini düşürmekte ve Adalete işlerlik kazandırmakta daha fazla gecikilmeksizin ve yurt çapında Faşizme çullanarak halk birliklerini kurup harekete geçirerek sevgili memleketimiz artık yaşanabilir hale getirilsin. Halkımız, gerçek yurtseverleri ANTİFAŞİST SAVAŞ birliğine çağırırken Ecevit iktidarını da bir kez daha uyarmayı görev sayıyoruz.

Genel Başkan Niyazi Ağırnaslı


İlerici Kadınlar Derneği - İKD

Emperyalizm ve gericilik, kaba-ince her yolla faşizm özlemini açıkça dile getiriyor. Bireysel teröre başvuruyor, mezhep aynılıklarını körüklüyor, orduyu kışkırtıyor, kitle katliamları düzenliyor. Kontrgerilla, faşist komandosu, maocu ajanIarı ile bir iç savaş ve terör ortamı yaratmak istiyor. Bu tertiplerin son kurbanı Ankara'da katledilen 6 genç sosyalist olmuştur.

Kanlı olayların kaynağı belgelerle ispatlanmıştır. Ama Hükümet hala açıklamalarla yetinmektedir. Tırmanan faşizme karşı kesin önlemler almamaktadır. İç savaş körükleyicilerini devlet mekanizmasından temizlememektedir. Hükümet faşist tehlikeye karşı uygulacak önlemlerde yığınların gücünü hesaba katmak, faşizmi yenecek gücün halkın örgütlü savaşımı olduğunu görmek durumundadır. Tüm ilerici güçlerin eylem ve örgütlü cephe birliği gerçekleştirilmeden faşizm yok edilemez, halkın çıkarları korunamaz.

Tek çıkar yol güç ve eylem birliğidir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların, faşizme karşı birlik duvarının örülmesindeki vazgeçilmez yerini almalarında İlerici Kadınlar Derneği, tüm sorumluluklarını yerine getirecektir.

İKD Ankara Çankaya Şubesi Başkanı Filiz Kardam


Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği - TÖB-DER Ankara Şubesi

Bahçelievler'de altı devrimcinin hunharca katledilmesi, faşizmin emekçi halkımıza karşı yürüttüğü yok etme savaşının bir parçasıdır. Bu olay ne anarşi ne de sağ sol çatışmasıdır, düpedüz faşist katliamdır.

Faşist terör karşında tarafsız kalmak, faşist çetelere dokunmamak, sağa da sola da karşıyız safsatalarıyla emekçi halkın anti-faşist direnişini bastırmaya çalışmak faşizme teslim olmak demektir.

Bugün, faşizme karşı tek bir yürek, tek bir yumruk olarak direnmek, bu yolda mücadele etmek temel görevlerimizden olmalıdır.

Emekçi halka kalkan eller kırılacaktır.

TÖB-DER Ankara Şubesi Başkanı Seyfettin Bican


Devrimci Demokrat Kültür Derneği - DDKD

Türkiye 'de emekçi halklarımızın devrimci-demokratik mücadelesi yükseldikçe sömürgeci saldırıları, anti-demokratik uygulamaları da yoğunlaştırmaktadır. Bugün sömürgeci burjuvazinin faşist kanadı, artık faşist diktatörlük özlemini saklayamaz hale gelmiştir. Bunun içindir ki, faşist terör ve katiamlarına giderek hız vermiş bulunuyor. Tek tek insanların kanıyla yetinemez hale gelen faşistler, artık toplu katliamlarla emekçi halklarımızı yıldırmaya, sindirmeye ve de başarabilirlerse teslim almaya çalışıyorlar.

8 Ekim gecesi, Bahçelievler’de 6 ilerici-yurtseverin katledilmesiyle sonuçlanan kanlı olay, faşistlerin amaçlarına varmak için hangi insanlık dışı yollara başvurabileceklerini sergiler niteliktedir. Halk düşmanı faşistlerin provakasyonlarına, tertiplerine ve katliamlarına karşı duyarlı olmak, Faşizme karşı emekçi halk güçlerinin örgütlü aktif mücadelesini yaşamın her alanında sürdürmek kaçınılmaz hale gelmiştir. Güncel demokratik görevimiz budur.


Devrimci Gençlik Dernekleri Federasyonu - DEV-GENÇ

Emekçi halk güçlerine yönelen faşist katliamların bir yenisi 9.10.1978 tarihinde Bahçelievler’de tezgâhlandı. Bu katliam faşist cinayetlerin ne ilki ne de sonuncusudur.6 yurtseverin ölümü birinin de ağır yaralanmasıyla sonuçlanan bu katliam, faşist güçlerin kendilerinden olmayan herkese nasıl saldırdığının, kitleleri terör ve faşist demagoji ile nasıl pasifize etmek istediğinin açık bir örneğidir.

Devrimciler; yığınların faşist terörle sindirilmesini istemiyorlarsa, halkın faşizme karşı direnişini örgütlemeyi ve aktif bir mücadele hattı izlemelidir. Bu mücadelenin karışana dikilmek istenen, revizyonizmin "provokasyon mantığı" ve CHP'nin "sağa da sola da karşıyız'' gibi... teslimiyetçi anlayışları teşhir edilmesi gereken sapmalardır.

Çünkü; Emekçi halkımız faşist terör karşısında meşru savunma durumundadır. Ve bu mücadelede emekçi halkımızın bırakacak hiçbir silahı yoktur.

- Emekçi halka kalkan eller kırılmalı,

- Bahçeli katliamının hesabı sorulmalı!

- KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

DEV-GENÇ Başkanı Yasin Ketenoğlu


CHP Gençlik Kolları

Türk halkı Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tarihin en güç döneminden geçiyor. Uluslararası finanse ettiği faşist güçlerin; planlı bir şekilde halkımız üzerinde uyguladıkları terörizm, demokrasiden yana güçleri, anarşizmin içine çekmek için cinayetlerini sürdürüyor. 6 TİP’li arkadaş kahpece bu amaçla katledildiler.

Biz Demokratik Solcular olarak, Türk halkı üzerinde, demokrasiden yana güçler üzerinde oynanan, bu oyunlara hiçbir zaman gelmeyecek; toplumun içindeki silahların susturulamayacağının bilincinde olarak, demokrasiden; halkımızdan yana olan mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

CHP Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu


Sosyalist Gençler Birliği - SGB

Tüm demokrasi güçlerince nefretle karşılanan, "Bahçelievler Katliamı" olarak burjuvazinin eli kanlı uşaklarınca sahnelenen vahşetler zincirine eklenmiş olayı, Sosyalist Gençler Birliği olarak bir kez daha lanetliyoruz.

Faşist güçlerin, yok olmamak için iyice yoğunlaştırdığı "şiddet" olayları demokrasi güçlerinin her kazanımında biraz daha dozunu artırmaktadır. Amacın ne olduğu, nereye varılmak istendiği ortadadır. İşte bu günlerde demokrasi güçlerinin birliği sorunu bütün yakıcılığıyla kendini bir kez daha dayatmaktadır. Sosyalistlerin, demokrasi güçlerinin hala birlikten uzak oluşu karşında bu olaydan gereken ders alınmalıdır kanaatindeyiz.

"Bahçelievler Katliamı" büyük bir vahşet olmasının yanında, burjuvaziye karşı kinimizin, mücadele azmimizin, bilendiği bir gün olarak anılacaktır. Üzgünüz. Ama bu üzüntü sınıf kinimiz ve mücadele azmimizden büyük değil. Bağımsızlık, Demokrasi, Sosyalizm mücadelemize kanlarını katan kardeşlerimiz gibi altı kardeşimizi de unutmayacağız. Diğerleri gibi altı canın hesabı da "Mahkeme-i Kübra 'ya" kalmayacak. Ve onları da gökyüzünde sosyalizm bayrağı dalgalanan Türkiye 'de anacağız. Bundan hiç mi hiç şüphemiz yok.

Sosyalist Gençler Birliği Merkez Yürütme Kurulu adına Ferruh Tunç


Sosyalist Gençlik Birliği - SGB

Geniş halk yığınlarının nefretle karşıladığı Bahçelievler katliamı bizleri de derin bir üzüntü içinde bırakmıştır. Derginiz aracılığı ile tüm okurlarınıza başsağlığı dileriz.

Faşist hareketin sistemli odlara arttırdığı terör karşında sessiz kalmak mümkün değildir. Faşist MHP ve gizli-açık örgütlerinin üzerine kararlılıkla gitmeyerek yeni cinayetlere ortam yaratan iktidar ise böylece kendi sonunu hazırlamaktadır. Öte yandan Devrimci-Demokrat güçlerde saldırıların üstüne aktif bir biçimde kitlelerle yürümek zorundadırlar. Bu noktada faşist saldırıların boy hedefi olan gençliğe de önemli görevler düşmektedir. Devrimci-demokrat ve sosyalist gençlik örgütlerinin güç ve eylem birliği büyük önem taşımaktadır.

Faşizme karşı birlik ve mücadele; bireysel terör ve sessiz kalma yerine, her alanda faşist odakların üzerine yürüme, kitleleri harekete geçirme. Başka seçenek yoktur...

Sosyalist Gençlik Birliği Genel Başkanı Ökkeş Ünlübayır


GENÇ-GÜÇ

Egemen parababalarının yıllar önce içine düştükleri ekonomik ve politik bunalım derinleşerek sürüyor. Zamlar, devalüasyonlar, vergiler, bunalımın yükünü emekçi yığınların sırtına yıkmayı amaçlayan bütün tedbirler, sahte "umut" ları parçalamaktan, yığınların hoşnutsuzluğunu artırmaktan başka işe yaramadı.

Geriye tek yol kaldı: "Anarşi"yi tırmandırarak halkın can derdini geçim derdinin önüne geçirmek, karın gurultularını silah sesleriyle unutturmak. Böylece FAŞİST DİKTATÖRLÜK emellerini meşrulaştırmak.

TİP, TÜM-DER ve GENÇ ÖNCÜ üyesi arkadaşlara karşı girişilen insanlık-dışı katliam bu planın bir parçasıdır.

Bu saldırı aynı zamanda bütün demokrasi güçlerine yöneliktir. Esas olarak da sosyalistleri tasviyeyi amaçlamaktadır.

GENÇ-GÜÇ (Devrimci Genç Güçler Birliği) olarak bu iğrenç saldırıyı protesto eder, bir kere daha faşizme karşı güçlerimizi birleştirmenin hayati gerekliliğini vurgularız.

GENÇ-GÜÇ Ankara Şubesi Adına Turhan İçli


Ankara'da yapılan cenaze törenine katılmış olan CHP Ordu Milletvekili Ertuğrul Günay faşist katliama ilişkin olarak YÜRÜYÜŞ'ün sorusunu yanıtladı:

Faşizm, saldırganlığını acımasız ölçüsüzlüklere vardırarak sürdürüyor. Demokrasiye ve toplumun anayasal biçimine karşı faşist güçlerin açtığı savaş günden güne daha çok kan dökerek yaygınlaşıyor.

Türkiye işçi Partisi üyesi altı yurttaşımızın öldürüldüğü geçen haftanın ürpertici olayı, bunun son ve belik en çarpıcı örneği.

Yüzeyde silahlı karşıt güçlerin çatışması diye sunulan bugünkü toplumsal kargaşanın, temelde, faşist saldırganlıklardan ve onların tertiplerinden kaynaklandığı artık gizlenemez biçimde görülüyor.

Faşizm, karşımızda demokrasi ve halk düşmanı olarak, kanlı elleriyle, tarihsel ve güncel en büyük "insanlık suçu" olarak duruyor.

Bu noktada -öyle sanıyorum ki- herkese önemli görev ve sorumluluklar düşüyor,

En başta siyasal iktidara, ülkemizde faşizmin kuramını ve uygulamasını oluşturup geliştiren siyasal-toplumsal odaklar apaçık belli olduğuna göre; onların üstüne kararlılıkla gitmek düşüyor. Dünyanın her yerinde faşizmin karanlığının toplumlara çöreklenmesinde, sosyal demokrasinin ikircikli, kararlı tutumunun önemli payı var ve bunlardan alınacak tarihsel ders sonsuz.

Öte yandan yalnız sosyalistlere değil; Türkiye'nin tüm namuslu, demokrat, yurtsever, ilerici güçlerine daha da ağır sorumluluklar düşüyor. Tüm tartışmaları bilinçle erteleyerek, tüm tertip ve tuzakları bilinçle bozarak en geniş biçimde demokratik bir güç ve eylem birliğinin sağlanmasıyla, faşizme karşı bir aşılmaz duvar oluşturmanın tarihsel sorumluluğu da onların omuzlarında.

İnanıyorum ki, herşeye rağmen, faşizme karşı omuz omuza vermiş, bilinçle örgütlenmiş bir halkın gücü, zorlukları aşacaktır; mutlaka aşacaktır.