. |
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Yedi Kardeşler / 1 (1979)
Yedi Kardeşler / 2 (Haziran, 1979) Yedi Kardeşler yedi can yedi kardeş parlıyor geceleri tepemde yedikardeşler’i çocukluğumun o üçü işte şunlar dörtlünün önündeki üç yıldız yedi can yedi kardeş canlarım umutlarım güvencelerim sığmıyor kafesine bu gece yüreciğim bu haziran geceleri bu iğde kokuları bu gece birdenbire yana yana yüreğim canlarım umutlarım güvencelerim bak işte ordasınız başımın üzerinde içinde yüreğimin belki yaşlandım artık bu belki geceyarısı belki iğde kokusu belki yalnızlık sığmıyor kafesine bu gece yüreciğim ıslık çalmak istiyorum bu gece çakıp duran bulutları boğmak için bu gece geçmiş saat gecenin yarılarını arada bir silah sesi bir şimşek gümüş bir dere sanki yaklaşıp duran şafak çok ötelerden milyonlarca yıldan beri hep böyle söker ayırdetmez kentleri gömütlüklerden başımı kaldırınca yaz geceleri gümüş bir dere sanki yaklaşan şafak anlatılmaz bir acıyla yedikardeşler anamın süt kokulu masal göğünde ne coğrafya bilirdik ne astronomi Samanyolu bir masaldı bitmez tükenmez sokaktaki kavganın çok ötelerinde batardık o altın parıltılı temmuz gecelerinde doğardık dünyamıza tanyıldızıyla oyunlar oyuncaklar türküler ülkesinde yıllar geçti geçer gibi bulutlar savruldu günlerimiz yapraklar gibi nice yakın acıların arefesinde süt bitti masal bitti yedikardeşler bitti daldı tozlu sokaklara çıplak ayaklarımız ekmeğin kandan geçen öykülerinde sokakta kavga vardı yaşamak bir kavgaydı ateşlerden geçtik geldik ak bir yola düştük geldik yaşamadık belki ama yaşamayı öğrendik çeliklendik haksızlığın örsünde yıllar sonra bir haziran gecesi bakıyorum çocukluğun yedikardeşler"ine gülümsüyor yüreciğim yedi kan damlasında ateşlerden geçer gibi tanyerine düşer gibi büyüterek sesimi milyonların sesine
(1979)   yedi kardeşler/2 ... Sayfa Başına Dön ...1/Olay yüzlerini gördüğümü pek sanmıyorum yedi can yedi yoldaş parlıyor geceleri tepemde yedikardeşler'i gibi çocukluğumun faruk ersan efraim serdar alten lâtif can üçü de işte şunlar dörtlünün önündeki üç yıldız osman nuri uzunlar hürcan gürses ve salih salih gevenci en yaşlısı 51 'li yeni basmış yirmisine en genci yedi can yedi kardeş 8 ekim '78 gecesi pazarı pazartesiye bağlayan gece başkentte bahçelievler semtinde biçildiler faşistlerce biçildiler duydunuz biçildiler gördünüz baktınız yüzlerine gazetelerde baktınız ve sustunuz ne franko madrid'inden dem vurun bana ne şah’ın tahran'ından ne de salazar lizbon'undan baylar gerçek işte ortada   ... Sayfa Başına Dön ...2/yansıma canlarım umutlarım güvencelerim salih serdar hürcan nuri lâtif faruk efraim sığmıyor kafesine bu gece yüreciğim bu haziran gecesi bu iğde kokuları bu gece birdenbire kaldırdım başımı başkentin kirli yıldızlarına yana yana yüreğim baktım çocukluğumun yedikardeşler'ine ve size birdenbire yedikardeşler dedim canlarım umutlarım güvencelerim salih serdar hürcan nuri lâtif faruk efraim bak işte ordasınız - başımın üzerinde içinde yüreğimin yorgunluğun böylesini hiç duymamıştım kızgınlığın bu yanını tanımamıştım belki yaşlandım artık belki geceyarısı belki iğde kokusu belki yalnızlık bilmiyorum hangisi sığmıyor kafesine bu gece yüreciğim ıslık çalmak istiyorum durmadan boğmak için gözlerimde çakıp duran bulutları ... Sayfa Başına Dön ... 3/Uzaklaşan Köprüler geçmiş saat gecenin yarılarını ne uyku ne tünek arada bir silah sesi bir panzer gümüş bir dere sanki yaklaşan şafak çok ötelerden milyonlarca yıldan beri hep böyle söker ayırdetmez kentleri gömütlüklerden başımı kaldırınca yaz geceleri anlatılmaz bir acıydı yedikardeşler anamın süt kokulu masal göğsünde ne coğrafya bilirdik ne astronomi samanyolu bir masaldı bitmez tükenmez sokaktaki kavganın çok ötesinde batardık o altın parıltılı akşamyıldızıyla temmuz gecelerinde doğardık dünyamıza tanyıldızıyla oyunlar oyuncaklar türküler ülkesinde yıllar geçti üstümüzden - geçer gibi bulutlar savruldu ömrümüz yapraklar gibi nice yakın nice sıcak acıların arefesinde süt bitti masal bitti yedikardeşler bitti daldı tozlu sokaklara çıplak ayaklarımız ekmeğin kandan geçen serüveninde sokakta kavga vardı işyerlerinde kavga astronomi derslerinin büyükayı’sı kalmıştı kavganın çok gerisinde ateşlerden geçtik geldik ak bir yola düştük geldik yaşamadık belki ama yaşamayı öğrendik çeliktendik haksızlığın örsünde yıllar sonra bir haziran gecesi bakıyorum çocukluğun yedikardeşler'ine gülümsüyor yedi yiğit yedi kan damlasında alınları ışıklı yüzleri bahar bahar güzel günler yolcusu yedi can yedi yoldaş ‘78 ekiminin bir kahpe gecesinde yürüyorlar bayraklarla güzel günlere yürüyorlar kalleşliğin alçaklığın üstüne büyüyerek milyonların sesinde canlarım yiğitlerim barış güvercinlerim salih serdar hürcan nuri lâtif faruk efraim derim ki ben size bu şafak öncesinde kurtulacak benim ülkem kurtulacak ülkeler şafak söker gibi sökecek kurtuluş - hey kurtuluş türküleşe türküleşe halkımın öfkesinde  
(Haziran, 1979) |